Büyülü şehir İstanbul…
Uğruna savaşlar verildi, içinde aşklar yaşandı, şairler yazma ilhamını bu şehrin kıyılarında tanıdı. Kimisi gözlerini kapatarak sokaklarının müziğini ve gökyüzündeki kuşların çığlığını dinlemeyi seçti. Kimileri ise bir kadeh şarabını yudumlarken nefis yemeklerini tadıp lodosların uğultusunda kaybolmayı seçti. İstanbul yüzyıllar boyu medeniyetler beşiği olarak iki büyük kıtayı birleştirirken, kültürlerin ortak köprüsü hâline geldi.
İstanbul’da Avrupa Yakası’nın bohem etkilerine kapılarak uzun gezintilere çıkmak mümkün. Karaköy sokaklarında müziğin ruhunu hissetmek, Galata’da bir bardak demli çay içmek, Bebek’te akşam yürüyüşleri yaparken ılık meltemi teninizde hissetmek… Hepsi ve çok daha fazlası, Türkiye’nin kalbi olan İstanbul’u çok daha yaşanılır kılıyor. Tüm bu güzelliklerin ötesinde konumlanan Anadolu Yakası ise, konuklarına ve sakinlerine bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Huzurlu, renkli ve sıradışı…
Anadolu Yakası’nda yapacağınız geziye Osmanlı padişahlarının yazlık mekanı olan ve yabancı hükümdarların ağırlanacağı bir konukevi olarak düşünülen Beylerbeyi Sarayı ile başlayabilirsiniz. Sultan Abdülaziz’in talebi üzerine inşa edilen yapı, tüm görkemiyle İstanbul kıyılarını süslüyor. Gününüzü Kuzguncuk’ta yer alan Fethi Paşa Korusu’nda nefis bir kahvaltıyla taçlandırabilirsiniz. Eşsiz manzarada güneşin batışını seyrederken, şehrin güzelliğine hayallerinizle eşlik edebilirsiniz.
Kökeninde güçlü bir tarihi geçmiş yatan İstanbul, Kadıköy semtiyle de konuklarına görsel bir şölen sunmayı sürdürüyor. Moda sahilinde güneşin tadını çıkarırken Moda sokaklarında yer alan restoranlarda pancake, waffle, yöresel kahvaltı ve benzer pek çok lezzetin doyumuna ulaşabilirsiniz. Eğlencenin ritmini ise Anadolu Yakası’nın eğlence adresi olan Kadıköy Barlar Sokağı’nda yakalayabilirsiniz.
Parlak vitrinler arasında kaybolmak ve şahane bir alışveriş günü geçirmeye ne dersiniz? Anadolu Yakası’nın en işlek noktalarından biri olan Bağdat Caddesi hem kahvenizi içmeniz hem de alışveriş yapmanız için ideal. Günü bitirirken yine Kadıköy’de yer alan İstanbul Oyuncak Müzesi’ni ziyaret ederek sıradışı bir yolculuğa çıkabilirsiniz. İstanbul’da her sokak bambaşka bir evrene açılıyor.
Çengelköy sahilinde sıralanan restoranlarda Türk lezzetlerinin tadını çıkarabilirsiniz. Özel menülerde yer alan köfteler, börekler, kebaplar ve çok daha fazlası sayesinde unutulmaz bir mutfak yolculuğuna çıkabilirsiniz. Kanlıca sırtlarına çıkıp eşsiz bir manzarayı seyrederken, dillere destan yoğurt efsanesiyle tanışma imkanı bulabilirsiniz.
Çılgın Kalabalıktan Uzakta: Adalar
İstanbul’un temposu, trafiği ve heyecanı yılın hiçbir döneminde eksilmez. Havaların ısınmasıyla birlikte farklı alternatiflere de açık olan şehirde, Adalar gezintisine çıkarak huzuru yakalamanız mümkün. Şehirden kaçmak ve kendini doğanın kollarına bırakmak isteyenler için Adalar seçeneği ideal. Güzel bir deniz yolculuğu yaparak ulaşılan Adalar’da tarihi evler, eşsiz bir manzara ve huzurlu saatler bulacaksınız. Peki Adalar’da başka neler var?
Burgazada’da ünlü yazar Sait Faik Abasıyanık’ın müzeye dönüştürülen tarihi evini ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. 1959 yılında kurulan müze, zamanda yolculuk yapmak için şahane bir fırsat. Yine Burgazada’da yer alan Kalpazankoyu, şahane mezelere sahip restoranlarıyla ön plana çıkıyor. Günbatımına doğru içkinizi yudumlarken zamanın nasıl akıp gittiğini fark edemeyebilirsiniz. Büyükada ise dondurma seçenekleriyle meşhur… Renk renk dondurmaların lezzetini uzun zaman hafızanızdan silemeyebilirsiniz. Büyükada’da çıkacağınız gezintide Aşıklar Yolu’nda ilerlerken rotanın nasıl sona erdiğini bile anlayamayacaksınız.
Güzelliğiyle göz kamaştıran Büyükada’da ünlü Rus siyasetçi Troçki’ye 4 yıl boyunca ev sahipliği yapan Sivastopol Köşkü’nü ziyaret etmeye ne dersiniz? Con Paşa Köşkü, İzzet Paşa Köşkü, Reşat Nuri Güntekin Köşkü, Kuyumcuyan Köşkü… Büyükada birbirinden şık tasarımlara sahip tarihi yapılarıyla benzersiz bir seyir keyfi yaşatmayı sürdürüyor.